Image Image
Image Image

Dilasel ARGE Gıda ve Kimya

Doğanın güzelliğini ve iyiliğini hayatımızda derinlemesine yaşamak ve yaşatmak üzere 2013’de yola çıkmış, doğa dostu bir firmayız. Dilasel'in uzman akademisyen ARGE ekibi ile Klinoptilolit tipi doğal Zeoliti sağlık ve kişisel bakım uygulamaları için özel formlarda ve formüllerde geliştirerek insanlığın kullanımına sunuyoruz. Dilasel ARGE ve Kimya olarak, insan sağlığının ve doğanın koruyucusu olmayı kendimize misyon edindik.

Dilasel'in uzman ürün geliştirme ekibi olarak, kişisel bakımınız için organik ve doğa dostu içeriklerden oluşan Deoclino markalı ürünler geliştiriyoruz. Deoclino kişisel bakım ürünleri, doğal bitki özleri ve hammaddeler içerir. Birçoğu inovatif (yenilikçi) olan Deoclino ürünlerinin etkileri çok kısa sürede görülür. Deoclino ürünleri insan sağlığı ve mutluluğu için doğaya zarar vermeden ve doğayı koruyarak üretilmiştir.

ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME

DİLASEL AR-GE GIDA VE KİMYA SAN. ve TİC. A.Ş., yenilikçi ve sürdürülebilir ürünler geliştirmek amacıyla güçlü bir Ar-Ge ekibine sahiptir. Uzman kadromuz, doğanın sunduğu en saf ve etkili bileşenleri kullanarak, yüksek kalite standartlarına uygun cilt bakım ürünleri yaratır. Ar-Ge çalışmalarımız, doğal zeolit ve bitki özleri gibi bileşenlerin cilt üzerindeki faydalarını en üst düzeye çıkarmayı hedefler. Sürekli olarak yeni formülasyonlar geliştirerek, müşterilerimize en iyi ve en güvenli ürünleri sunmaktayız.

Zeolitin Kişisel Bakım Uygulamaları - 2

Zeolitin Kişisel Bakım Uygulamaları - 2

Zeolitler, havada ve suda, ayrıca canlı metabolizmasında bulunan amonyumu, amonyağı ve ağır metalleri yüksek iyon değişim kapasiteleri sayesinde bünyelerine çekerler. Benzer şekilde radyasyonun ilerlemesini de frenleyebilirler. Bunları yaparken, yapılarında milyonlarca yıl önceki oluşumlarından gelen saf ve çok faydalı kalsiyum, magnezyum gibi besin elementlerini metabolizmamıza bırakırlar.  Tüm bunlar zeoliti diğer minerallerden farklı ve faydalı kılan üstün yetenekleridir. Bu sayede bu harika mineral, insanların ve diğer canlıların, sağlıksız ve toksik ortamlarda yaşamaktan kaynaklı problemlerine ve çevre kirliliğine karşı adeta bir panzehir haline gelmiştir.  Bilimsel çalışmalar ve gönüllüler üzerinde yapılan denemeler, saflaştırılmış ve aktive edilmiş zeolitin ağır metal ve toksinleri çok etkili bir şekilde kendi bünyesine çekip metabolizmamızdan uzaklaştırabildiğini; bu şekilde vücudumuzda yüksek seviyede doğal detoks etkisi gösterdiğini ortaya koymuştur.  Araştırmalar, zeolite emdirilerek vücuda alınan vitamin ve besin maddelerinin, bu maddelerin vücuda  tek     başına alınmasına kıyasla metabolizmda daha yüksek oranda emildiğini göstermektedir. Böylece bünyemiz zeolit kullanıldığında bu tip vitamin ve besin maddelerinden daha     yüksek     oranda faydalanmış olur. Buna bir örnek olarak Küba’da 1995’li yıllarda klinoptilolit kullanılarak Entereks grubu anti diyare ilacı     geliştirilmiş ve bu alanda başarılı bir şekilde kullanılmıştır.   İnce toz halinde aktive edilmiş ve yüksek saflığa getirilmiş klinoptilolit tipi zeolitler kullanılarak geliştirilen sağlık ürünleri, kapsüller düzenli olarak alındıklarında serbest radikal dediğimiz arsenik, kurşun, cıva, kadmiyum gibi ağır metalleri ve çeşitli toksinleri vücudumuzdan uzaklaştırırlar. Ağır metaller bağışıklık sistemimizin sağlıklı çalışmasını olumsuz etkileyen önemli bir faktördür ve zeolitler bu özelliği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmiş ve sağlıklı çalışmasını desteklemiş olur.  Anti-kanser terapileri de dahil olmak üzere bağışıklık sisteminin güçlü kalması gereken durumlarda, güvenle kullanılır. Zeolit kullanılarak geliştirilen anti-asit preparatlar, ağız yolu ile alındıklarında midede sindirim sırasında oluşan amonyak gazını hızla emer ve şişkinlik ve amonyağa bağlı diğer rahatsızlıkların giderilmesine yardımcı olurlar  Diyalizde kanın temizlenmesi işlemi sırasında da uzun yıllardır kullanılırlar.  Çernobil faciasının (1986) ardından Sovyet Rusya, radyoaktif izotopların besin zinciriyle canlılara     geçmesini önlemek amacıyla bir milyon ton zeoliti, nükleer reaktörün etki alanındaki toprağa     gömmüştür. Benzer şekilde, 2011'de Japonya'daki Fukushima nükleer reaktör kazası sonrasında     da zeolit, radyoaktif bariyer olarak kullanılmış ve bebek mamalarına dahi karıştırılarak insan     metabolizmasını radyoaktif kirliliğe karşı korumak amacıyla kullanılmıştır. DeoClino Arge Ekibi, yaklaşık 30 yıldır akademik uzmanlığa sahip deneyimli ekibiyle, bu alanda bilim dünyası ile birlikte araştırmalar yürütmüştür. Bu harika minerali sağlık ve kişisel bakım sektörüne uygun standartlart ve spasifikasyonlarda,  yüksek saflıkta ve etkinlikte sunabilmeyi kendisine misyon edinmiştir.  

Zeolitin Kişisel Bakım Uygulamaları - 1

Zeolitin Kişisel Bakım Uygulamaları - 1

Vücudumuzda ter bezlerinin yoğun olarak bulunduğu koltuk altı, kasıklar ve ayaklarda  terleme sonucu oluşan amonyumlu ortam, bakterilerin üremesine ve dolayısıyla kötü kokuların oluşmasına uygun ortamlardır. Zeolitler ise, yüksek seviyedeki su, yağ, amonyum ve amonyak tutma yeteneği ile amonyumu bu tip ortamlardan uzaklaştırır, bakterilerin üremesini azaltarak vücudumuzda istenmeyen kötü kokuların oluşumunu engeller. Zeolitlerin hücreleri yenileme ve cildi yatıştırma özellikleri vardır. Bu sayede ciltteki kızarıklık ve pişiklerin tedavisinde, diyabetik hastaların cilt problemlerinin giderilmesinde, yatak yaralarının ve dokuların iyileşmesinde çok etkilidirler. Zeolitler volkan tüfüdürler ve  yapılarından getirdikleri doğal besin elementleri ve serbest silis ile cilde parlaklık ve duruluk verirler.  Zeolit, ısıyı emme yeteneği sayesinde yanık tedavisinde de oldukça etkilidir. Birinci derece     yanıklarda cilt üzerine ince bir film oluşturacak şekilde uygulandığında, cilt neredeyse hiç iz     kalmadan tedavi olur. Yaralı dokudan akan lenf sıvısı da yüksek oranda amonyum içerir. Bu yüzden yaraların iyileşmesinde, kurutulmasında zeolitin çok olumlu etkileri vardır. Yatak yaraları, diyabetik yaralarda ve çeşitli sebeplerle oluşan cilt yaralanmalarında başarılı olarak kullanılmaktadırlar. Zeolitler boşluklu yapılarından dolayı tüm bu görevlerini yaparken cilt gözeneklerini tıkamazlar ve cilde nedes aldırırlar. Zeolit çamurunun banyoları da günümüzde çok rağbet görmekte, çok başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.  Avrupa Birliği ve Türkiye mevzuatında yeralan kozmetik bileşenleri listesinde zeolitlerin en önemli iki özelliği, absorbent (emici madde) ve deodorant olarak anılmaktadır. Zeolitlerin sağlık ve dermokozmetik uygulamalarında güvenle kullanılabilmesi için mineralojik, fiziksel ve kimyasal  işlemlerden geçerek hazırlanması, saflaştırılması ve aktive edilmesi son derece önemlidir. Doğadan elde edildikten sonra sadece fiziksel işlemlerden geçirilmesi sağlıkta ve kişisel bakımda kullanılabilmesi için yeterli değildir. DeoClino Arge Ekibi, yaklaşık 30 yıldır akademik uzmanlığa sahip deneyimli ekibiyle, bu alanda bilim dünyası ile birlikte araştırmalar yürütmüştür. Bu harika minerali sağlık ve kişisel bakım sektörüne uygun standart ve spasifikasyonlarda,  yüksek saflıkta ve etkinlikte sunabilmeyi kendisine misyon edinmiştir.  

Terlemeyi Önlemeli mi?

Terlemeyi Önlemeli mi?

Terleme nedir? Terleme vücut sıcaklığını sabit tutmaya yarayan fizyolojik (doğal) fonksiyonlardan biridir. Terlemenin vücudumuz için önemli fonksiyonları vardır. Vücudun boşaltım sistemine yarımcı olurken vücut ısısını dengeye getirir. Ter, salgılandığında renksiz ve kokusuzdur. Fakat bakteriler, koltuk altı gibi sıcak ve nemli ortamlarda hızla çoğalarak bu salgının kötü kokmasına neden olabilir. Terlemeyi Önlemeli mi? Terleme kaynaklı kötü kokuları önlemek için ne yapılabilir? İlk akla gelen vücudun terlemesini önlemek olabilir ancak terlemeyi önlemek,  doktorlar tarafından farklı bir sebeple gerekli görülmedikçe, vücut sağlığı açısından doğru değildir. Yüksek hava sıcaklığı ve yapılan fiziksel işlere bağlı olarak vücut ısısının yükselmesi kaçınılmazdır. Terleme, vücudun bozulan ısı, su ve tuz dengesini yeniden kazanması için yaptığı fizyolojik ve doğal bir faaliyettir. Terlemeyi önlemenin ise vücudun bu doğal dengesine olumsuz etkileri olacaktır. Terleme ayrıca toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Terleme önlendiğinde toksin atışı gerçekleşmediği için vücutta halsizlik hissi oluşabilir. Kas ağrılarının ve krampların ortaya çıkması ve ciddi sağlık problemlerinin yaşanması söz konusu olabilir. Terleme kaynaklı kötü kokuları gidermek için başka ne yapılabilir? İstenmeyen koku oluşumunu terlemeyi önleyerek durduran bir cilt bakım ürünü yerine vücudun doğal terlemesini engellemeden; ortamın kuru ve temiz kalmasına yardımcı olan ürünler tercih edilebilir. Klinoptilolit tipi Zeolit kullanarak geliştirdiğimiz pudra formundaki DeoClino ürünleri, ortamı kuru ve temiz tutar. Bal peteğine benzeyen milyonlarca kanal ve boşluklardan oluşan molekül yapısı ile cilde nefes aldırır; cilt gözeneklerini tıkamaz ve doğal terleme faaliyetini baskılamaz. Ter kokusuna sebep olan amonyak gibi bileşenleri absorbe ederek ter kokusuna karşı doğal bir çözüm sunar.