Image Image
Image Image

Dilasel ARGE Gıda ve Kimya

Doğanın güzelliğini ve iyiliğini hayatımızda derinlemesine yaşamak ve yaşatmak üzere 2013’de yola çıkmış, doğa dostu bir firmayız. Dilasel'in uzman akademisyen ARGE ekibi ile Klinoptilolit tipi doğal Zeoliti sağlık ve kişisel bakım uygulamaları için özel formlarda ve formüllerde geliştirerek insanlığın kullanımına sunuyoruz. Dilasel ARGE ve Kimya olarak, insan sağlığının ve doğanın koruyucusu olmayı kendimize misyon edindik.

Dilasel'in uzman ürün geliştirme ekibi olarak, kişisel bakımınız için organik ve doğa dostu içeriklerden oluşan Deoclino markalı ürünler geliştiriyoruz. Deoclino kişisel bakım ürünleri, doğal bitki özleri ve hammaddeler içerir. Birçoğu inovatif (yenilikçi) olan Deoclino ürünlerinin etkileri çok kısa sürede görülür. Deoclino ürünleri insan sağlığı ve mutluluğu için doğaya zarar vermeden ve doğayı koruyarak üretilmiştir.

ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME

DİLASEL AR-GE GIDA VE KİMYA SAN. ve TİC. A.Ş., yenilikçi ve sürdürülebilir ürünler geliştirmek amacıyla güçlü bir Ar-Ge ekibine sahiptir. Uzman kadromuz, doğanın sunduğu en saf ve etkili bileşenleri kullanarak, yüksek kalite standartlarına uygun cilt bakım ürünleri yaratır. Ar-Ge çalışmalarımız, doğal zeolit ve bitki özleri gibi bileşenlerin cilt üzerindeki faydalarını en üst düzeye çıkarmayı hedefler. Sürekli olarak yeni formülasyonlar geliştirerek, müşterilerimize en iyi ve en güvenli ürünleri sunmaktayız.

Cildinizi Ne Kadar Tanıyorsunuz? Cilt Tipinize Uygun Bakım Rutinleri ile Tanışın

Cildinizi Ne Kadar Tanıyorsunuz? Cilt Tipinize Uygun Bakım Rutinleri ile Tanışın

Cilt, üç ana katmandan oluşur: epidermis, dermis ve hipodermis. En dışta yer alan epidermis, cildin koruyucu yüzeyini oluşturarak, bizi dış etkenlere karşı savunur. Bu katman, özellikle bakterilere ve zararlı UV ışınlarına karşı cildimize kalkan görevi görür. 15-25 yaş aralığında epidermis kendini yaklaşık 20 günde bir yenilerken, 30'lu yaşlara gelindiğinde bu süreç 28 güne çıkar. Epidermisin hemen altında yer alan dermis, cildin destekleyici katmanıdır. Cilde esneklik ve dayanıklılık kazandıran bu katman, aynı zamanda cilt yapısının güçlenmesine de katkı sağlar. En alt katman olan hipodermis ise yağ dokusu ve bağ dokusundan oluşur. Bu katman, cildin yapısal bütünlüğünü korumada ve cildin fonksiyonlarını yerine getirmesinde önemli bir rol oynar. Ayrıca hipodermis, cildin estetik özelliklerinin korunmasında da görev alır. Bu üç katman, cildin yapısını, fonksiyonlarını ve estetik görünümünü belirleyen temel unsurlardır.   Cildin Katmanları Cilt Tipinizi Belirleme Cilt tipinizi doğru bir şekilde belirlemek ve buna uygun cilt bakım ürünleri kullanmak, cilt sağlığınız için son derece önemlidir. Farklı cilt tipleri, farklı bakım ihtiyaçlarına sahiptir ve doğru ürünlerin seçimi, cildinizin en iyi şekilde korunmasını sağlar. Kuru Cilt Kuru cilt tipi, yeterince yağ üretmeyen ve az çalışan yağ bezleri nedeniyle oluşur. Bu cilt tipi genellikle mat görünür, gerginlik ve kaşıntı hissi verir. Kuru cildi hem içten hem de dıştan düzenli olarak nemlendirmek ve korumak büyük önem taşır. Yağlı Cilt Yağlı cilt, aşırı yağ salgılayan yağ bezlerinden kaynaklanır. Bu cilt tipi genellikle parlak ve yağlı bir yüzeye sahiptir. Yağlı cilt tipine sahip kişilerde, cilt yüzeyinde biriken ve "komedon" olarak bilinen  gözeneklerdeki yağ birikimi  nedeniyle akne oluşumu sık görülür. Yağlı cilt akneye yatkınlık açısından zor bir cilt tipi olarak düşünülse de, zamanla daha genç görünümlü ve esnek bir yapıya sahip olma avantajına sahiptir. Yağlı ciltlerin  bakımında, ciltteki fazla yağı dengelemek ve gözeneklerin tıkanmasını önlemek amacıyla  düzenli olarak ciltte biriken  yağ ve kirin arındırılması için maske uygulamaları yapılmalıdır. Hassas Cilt Hassas cilt, kuru, normal veya yağlı olabilir;  bu cilt tipi tahriş, kızarıklık ve yanma gibi belirtilerle kendini gösterir. Çevresel faktörlere karşı duyarlı olan bu cilt tipi, özellikle güneşin zararlı ışınlarına karşı korunmalıdır. Hassas cilt bakımı, dikkatli bir yaklaşım gerektirir. Normal Cilt Normal cilt tipinde yağ bezleri dengeli bir yağ üretimi sağlar. Bu cilt tipi ne kuru ne de yağlıdır; cilt yüzeyi sağlıklı, dengeli ve pürüzsüz görünür. Ancak normal cilt tipine sahip bireylerin, ciltlerinde bir sorun olmadığı için bakım rutinlerini ihmal etmesi yaygın bir hatadır. Normal cilt tipine sahip kişiler de ciltlerini iyi analiz etmeli ve ihtiyaçlarına göre bakım yapmalıdır. Karma Cilt Karma cilt tipinde yüzün bazı bölgeleri, genellikle T bölgesi (alın, burun ve çene), yağlı iken diğer bölgeler kuru veya normal olabilir. Bu cilt tipi, hem yağlı cilt hem de kuru cilt için ayrı bakım rutinlerinin uygulanmasını gerektirir. Tüm DEO kozmetik ve kişisel bakım ürünleri, her cilt tipine uygun özel formülasyonlarla üretilmiştir. DEOCLINO Yatıştırıcı ve Nemlendirici Bakım Kremi, çay ağacı yağı ve buğday yağı gibi zengin içerikli yağlar,  beta glukan ve gliserin ile formüle edilmiştir. Bu özel formül, cildinize ihtiyacı olan nemi sağlar, cildinizin daha parlak ve esnek kalmasına yardımcı olur. DEOCLINO Zeolit Maske, içeriğindeki zeolit ve bitkisel özlü prebiyotik etkili aktif ile geliştirilmiş özel formülü sayesinde cilt yüzeyindeki fazla yağ ve kiri etkili bir şekilde emer. Bu sayede, akneye neden olabilecek yağlı birikintilerin oluşumunu engeller. DEOCLINO Sunscreen PA+++  Güneş Kremi, zararlı UVA, UVB ışınlarına ve güneşin diğer zararlı etkilerine karşı cildinizi güvenle korur.

Zeolitin Kişisel Bakım Uygulamaları - 2

Zeolitin Kişisel Bakım Uygulamaları - 2

Zeolitler, havada ve suda, ayrıca canlı metabolizmasında bulunan amonyumu, amonyağı ve ağır metalleri yüksek iyon değişim kapasiteleri sayesinde bünyelerine çekerler. Benzer şekilde radyasyonun ilerlemesini de frenleyebilirler. Bunları yaparken, yapılarında milyonlarca yıl önceki oluşumlarından gelen saf ve çok faydalı kalsiyum, magnezyum gibi besin elementlerini metabolizmamıza bırakırlar.  Tüm bunlar zeoliti diğer minerallerden farklı ve faydalı kılan üstün yetenekleridir. Bu sayede bu harika mineral, insanların ve diğer canlıların, sağlıksız ve toksik ortamlarda yaşamaktan kaynaklı problemlerine ve çevre kirliliğine karşı adeta bir panzehir haline gelmiştir.  Bilimsel çalışmalar ve gönüllüler üzerinde yapılan denemeler, saflaştırılmış ve aktive edilmiş zeolitin ağır metal ve toksinleri çok etkili bir şekilde kendi bünyesine çekip metabolizmamızdan uzaklaştırabildiğini; bu şekilde vücudumuzda yüksek seviyede doğal detoks etkisi gösterdiğini ortaya koymuştur.  Araştırmalar, zeolite emdirilerek vücuda alınan vitamin ve besin maddelerinin, bu maddelerin vücuda  tek     başına alınmasına kıyasla metabolizmda daha yüksek oranda emildiğini göstermektedir. Böylece bünyemiz zeolit kullanıldığında bu tip vitamin ve besin maddelerinden daha     yüksek     oranda faydalanmış olur. Buna bir örnek olarak Küba’da 1995’li yıllarda klinoptilolit kullanılarak Entereks grubu anti diyare ilacı     geliştirilmiş ve bu alanda başarılı bir şekilde kullanılmıştır.   İnce toz halinde aktive edilmiş ve yüksek saflığa getirilmiş klinoptilolit tipi zeolitler kullanılarak geliştirilen sağlık ürünleri, kapsüller düzenli olarak alındıklarında serbest radikal dediğimiz arsenik, kurşun, cıva, kadmiyum gibi ağır metalleri ve çeşitli toksinleri vücudumuzdan uzaklaştırırlar. Ağır metaller bağışıklık sistemimizin sağlıklı çalışmasını olumsuz etkileyen önemli bir faktördür ve zeolitler bu özelliği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmiş ve sağlıklı çalışmasını desteklemiş olur.  Anti-kanser terapileri de dahil olmak üzere bağışıklık sisteminin güçlü kalması gereken durumlarda, güvenle kullanılır. Zeolit kullanılarak geliştirilen anti-asit preparatlar, ağız yolu ile alındıklarında midede sindirim sırasında oluşan amonyak gazını hızla emer ve şişkinlik ve amonyağa bağlı diğer rahatsızlıkların giderilmesine yardımcı olurlar  Diyalizde kanın temizlenmesi işlemi sırasında da uzun yıllardır kullanılırlar.  Çernobil faciasının (1986) ardından Sovyet Rusya, radyoaktif izotopların besin zinciriyle canlılara     geçmesini önlemek amacıyla bir milyon ton zeoliti, nükleer reaktörün etki alanındaki toprağa     gömmüştür. Benzer şekilde, 2011'de Japonya'daki Fukushima nükleer reaktör kazası sonrasında     da zeolit, radyoaktif bariyer olarak kullanılmış ve bebek mamalarına dahi karıştırılarak insan     metabolizmasını radyoaktif kirliliğe karşı korumak amacıyla kullanılmıştır. DeoClino Arge Ekibi, yaklaşık 30 yıldır akademik uzmanlığa sahip deneyimli ekibiyle, bu alanda bilim dünyası ile birlikte araştırmalar yürütmüştür. Bu harika minerali sağlık ve kişisel bakım sektörüne uygun standartlart ve spasifikasyonlarda,  yüksek saflıkta ve etkinlikte sunabilmeyi kendisine misyon edinmiştir.  

Zeolitin Kişisel Bakım Uygulamaları - 1

Zeolitin Kişisel Bakım Uygulamaları - 1

Vücudumuzda ter bezlerinin yoğun olarak bulunduğu koltuk altı, kasıklar ve ayaklarda  terleme sonucu oluşan amonyumlu ortam, bakterilerin üremesine ve dolayısıyla kötü kokuların oluşmasına uygun ortamlardır. Zeolitler ise, yüksek seviyedeki su, yağ, amonyum ve amonyak tutma yeteneği ile amonyumu bu tip ortamlardan uzaklaştırır, bakterilerin üremesini azaltarak vücudumuzda istenmeyen kötü kokuların oluşumunu engeller. Zeolitlerin hücreleri yenileme ve cildi yatıştırma özellikleri vardır. Bu sayede ciltteki kızarıklık ve pişiklerin tedavisinde, diyabetik hastaların cilt problemlerinin giderilmesinde, yatak yaralarının ve dokuların iyileşmesinde çok etkilidirler. Zeolitler volkan tüfüdürler ve  yapılarından getirdikleri doğal besin elementleri ve serbest silis ile cilde parlaklık ve duruluk verirler.  Zeolit, ısıyı emme yeteneği sayesinde yanık tedavisinde de oldukça etkilidir. Birinci derece     yanıklarda cilt üzerine ince bir film oluşturacak şekilde uygulandığında, cilt neredeyse hiç iz     kalmadan tedavi olur. Yaralı dokudan akan lenf sıvısı da yüksek oranda amonyum içerir. Bu yüzden yaraların iyileşmesinde, kurutulmasında zeolitin çok olumlu etkileri vardır. Yatak yaraları, diyabetik yaralarda ve çeşitli sebeplerle oluşan cilt yaralanmalarında başarılı olarak kullanılmaktadırlar. Zeolitler boşluklu yapılarından dolayı tüm bu görevlerini yaparken cilt gözeneklerini tıkamazlar ve cilde nedes aldırırlar. Zeolit çamurunun banyoları da günümüzde çok rağbet görmekte, çok başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.  Avrupa Birliği ve Türkiye mevzuatında yeralan kozmetik bileşenleri listesinde zeolitlerin en önemli iki özelliği, absorbent (emici madde) ve deodorant olarak anılmaktadır. Zeolitlerin sağlık ve dermokozmetik uygulamalarında güvenle kullanılabilmesi için mineralojik, fiziksel ve kimyasal  işlemlerden geçerek hazırlanması, saflaştırılması ve aktive edilmesi son derece önemlidir. Doğadan elde edildikten sonra sadece fiziksel işlemlerden geçirilmesi sağlıkta ve kişisel bakımda kullanılabilmesi için yeterli değildir. DeoClino Arge Ekibi, yaklaşık 30 yıldır akademik uzmanlığa sahip deneyimli ekibiyle, bu alanda bilim dünyası ile birlikte araştırmalar yürütmüştür. Bu harika minerali sağlık ve kişisel bakım sektörüne uygun standart ve spasifikasyonlarda,  yüksek saflıkta ve etkinlikte sunabilmeyi kendisine misyon edinmiştir.